KİMİN KİTABINI OKUMALIYIM?

Kitaplar, kolaylıkla yazılmıyor. Küçük bir cep kitabı bile, maddî ve manevî meşakkatlerle hazırlanmakta, büyük fedakârlıklarla okuyucuya sunulmaktadır. Kitaplar; gerçek dostumuz, vefakâr arkadaşlarımızdır. İstemediklerimizi ısrar edip, zorla vermezler. Yeter ki, ne istediğimizi bilelim. Aradıklarımızı bulamadığımızda, bir kenara koyalım. Bugün ihtiyaç duymadıklarımız, yarın aranabilir. Bugün farkında olmadıklarımız, gün gelir en önemli ihtiyaçlarımızdan biri oluverir.

Okursunuz, yazarsınız. Okuduklarınızdan dersler çıkarır, anlatırsınız. Anlattığınız insanlar, hisseden kıssa misali istifade eder, yaşantılarının yönü değişir. Bazen anlattıklarınız, yazdıklarınız takdire şayan bulunur. Hangi kitapları okuduğunuz, hangi yazarları beğendiğiniz ya da etkilendiğiniz sorulur. Bazen sudan sebeplerle ya da bilgi eksikliği nedeniyle, ülkemizin yetiştirdiği alim ve yazarlar kötülenir. Bazıları için gerekçe olarak, özel yaşantıları gösterilir. Unutulmamalıdır ki, arı zehirlidir fakat bal gibi tatlı ve şifalı bir nimet üretmektedir.

Enes (r.a.)’ten rivayetle Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor; “Çin’de de olsa ilmi arayınız. Çünkü ilim öğrenmek her Müslüman’a farzdır. Melekler, yaptıkları işten hoşlandıkları ilim talebeleri için kanatlarını yere sererler.” (İbni Abdi’l Berr’den, Hadis No: 1111, Cami-ü’s-Sağir, s. 310, No. 640)

Evet, “İlim Çin’de de olsa alınız” diyor Peygamberimiz (s.a.v.). Bundan sadece, Çin’in uzak bir ülke olması ve alınacak ilmin zahmeti anlaşılabilir. Bununla birlikte, yabancı bir ülkeden, hatta hasmı, düşmanı olan şahıstan bile faydalı olan ilmin alınması gerektiğini de düşünüyorum. Eğer doğruysa ki, doğruluğuna inanıyorum; iyi-kötü, yerli-yabancı, ilim kimin elinde ise o, benim kaybettiğimdir, sahip çıkmak hakkımdır.

Âlimi, âlim yapan ilmidir. Elbette ilmiyle amel eden âlimin eli öpülür, hürmete lâyıktır. Kusurlu olanın da, zatını beğenmediğimiz gerekçesiyle ilmini görmezlikten gelmek, aklı selim bir insana yakışmasa gerektir.

Elektriğin mucidi Edison’un nasıl bir şahsiyet olduğu, nasıl bir hayat tarzı sürdürdüğü de bilinmemektedir. Fakat bugün, bir saat elektrik kesintisine dayanılmaz, feryat edilir. Dinî ve millî değerlerimize nasıl baktığı bilinmeyen zatların veciz sözleri baş tacı edilir. Hattâ bu değerlerimizi aşağılayan, nicelerinin sözleri güzel bulunup alınabiliyor, kamu oyunun nazarına sunulabiliyor.

İşte yad-yabancı demeden ilminden, sözlerinden sitayişle bahsederken, kendi memleketimizin bağrından çıkan âlimlerimizin ilimlerinden, bilim adamlarımızın eserlerinden yüz çevirmeyi kendime ihanet sayarım. Bu nedenle, öncelikle ve çoğunlukla kendi yazarlarımızın kitaplarını okumaya çalışırım. Temelini sağlam atabilmiş olan her insan, her kitaptan rahatlıkla istifade edebileceği, faydalı bilgiler bulabilecektir.

Eskiden okuyacak kitap bulamazken, şimdi okumaya ayıracak zaman bulamıyoruz. Doğal olarak her kitabı okumak istesek de, buna ömrümüz yetmeyecektir. Arı, bal yapmak için her çiçeği dolaşmaktadır. Okumak için, yazarının ya da kitabın ne olduğundan ziyade, ilgi çeken faydalı bilgiler ihtiva ediyor olmasıdır. İstifade edilebilecek ve çevre insanlarının istifadesine sunulabilecek bilgilerin özümlenmesi gerekir.

Bazı meyveler vitamin deposudur. Hem leziz, hem de yenecek kısımları fazladır. Fakat çekirdeği fazladır diye, keçiboynuzunu çöpe atamam. Ondan da alınabilecek lezzetin yanı sıra, mutlaka bünyenin ihtiyaç duyduğu bir vitamine de sahiptir. İnsan okumalı ve kömürden elması seçebilmelidir.

Tadı hoş olmayan bazı gıdalar, yemeklere ayrı bir lezzet vermektedir. Yoksa, acı soğan, acı biber, tuz, ekşi limon ve turşu sofraların vazgeçilmezi olur muydu? Her insanın damak tadı farklı olduğu gibi, ilgisini çeken bilgiler, fikirler ve olaylar da farklıdır. Peygamberimiz (s.a.v.), “Ameller niyetlere göredir” buyurmaktadır. Kitaplar, muhtelif şahsiyetler tarafından, çeşitli amaçlarla yazılmaktadır. Önemli olan; yazarının özel yaşantısı değil, yazdıklarından elde edilen kazanımların, insanlığın yararına olması ve kullanılması amacının öngörülerek seçilmesidir.

Fayda, kitabın yazarında değil, eserinde aranmalıdır. Kimin kitabını okumalıyım yerine, hangi kitaptan ne almalıyım denilmelidir.

(Objektif Gazetesi, 15 Mayıs 2008 Perşembe – Tlf. 0536 676 45 75)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder