AMAN DOKTOR DERDİME ÇARE

Halka yoğun hizmet veren görevlilere Allah sabırlar versin. İnsanlara birebir hizmet vermek zorunda olanların işleri gerçekten zor. Çünkü her insan doğal olarak işinin bir an önce bitmesini istiyor. Kuyruklarda sıra bekleyenlerin birkaç dakikası saatler kadar uzun geliyor. Görevlilerden ilgi bekliyorlar. Özellikle hastanelerde bu beklenti daha da artıyor.

Bir gün yolum hastaneye düştü. Sevk yaptırmak için kuyruğa girdim. Sıra benden bir öncekine geldi. Görevli olan bayana sorular soruyor. Genç kızımız, gayet sakin bir şekilde izah ediyor. Fakat, sorular birbirini takip ediyor, ardı arkası kesilmiyor. Gerçekten anlamadığı için mi, sormuş olmak için mi soruyor bilmiyorum. Her cevaptan sonra şimdi bitti diye ümitle bekliyorum. Bir saniye bir saat kadar uzun geliyor dersem belki abartmış olurum. Fakat, soruların bittiğini umarak beklenen zaman, gerçekten çok uzun geliyor insana.

Nihayet sıra bana geldi. Sağlık karnesini uzattım. “Allah sabırlar versin kızım, inşallah bu gayretinin mükâfatını alırsın” dedim. Görevli genç kızımız, bir taraftan işlemleri yaparken; “Sağ olun amca! Seve seve hizmet veririm. Fakat görüyorsunuz, arkanızda bekleyenler var, onları beklettiğim için üzülüyorum” diyor.

Doktorun günde kaç hastayı muayene ettiğini bilmiyorum ama, hafızasını zorlayıp, ilaç yazması bir tarafa, hastalığını tam olarak ifade edemeyen hastalarla ilgilenmek bile büyük bir sabır gerektiriyor.

Sözü fazla uzatmadan, bir doktorun izlenimlerini yorumsuz aktarmak istiyorum:

< * Eğer bizi kahve makinesinin başında ya da sigara molasında yakalarsanız, muhakkak hastalıklarınızla ilgili bir soru sorun, bizim dünyada zevk aldığımız tek şey tıptır ve molayı sizin sorularınızı yanıtlamak için verdik

* Evdeki ilaçlarınız iyi gelmiyorsa hemen bizi telefonla arayın. Telefondan teşhis koymak gibi müthiş bir yeteneğimiz vardır.

* Ayaküstü, merdiven aralığında, kapı arkasında veya asansörde karşılaştığınızda hemen oranızın buranızın ağrıdığını anlatmaya başlayın, biz her an sizi düşünürüz ve zaten asansöre de hastalarla karşılaşabilmek için bineriz.

* Gazetede okuduğunuz asparagas tıp haberleri hakkında doktorları her fırsatta sıkıştırınız, çünkü gazeteciler her zaman tıp konularını doktorlardan daha iyi bilirler, günlük takip ederler ve her yazdıkları doğrudur. Böylece doktorun bilgisizliğini ve açıklarını yüzüne vurma fırsatını yakalamış olursunuz.

* Doktorlar sinirsiz insanlardır, hatta insan değil robotturlar; yorulmaz, uyumaz, tatil yapmaz ve sinirlenmezler. İstediğiniz kadar, hatta sonsuza kadar soru sorabilirsiniz, hatta sorduğunuz soruların cevaplarını dinlemek bile zorunda değilsinizdir. Doktor önceki soruya cevap vermekteyken, yeni soru sorabilirsiniz, doktor buna hiç alınmaz. Üstelik, doktora sorduğunuz ve cevabını aldığınız konuda doktorun dediklerini uygulamak zorunda bile değilsiniz; ama iyileşmediğinizde doktorun dediklerini uygulamadığınız halde doktora “hesap sorma” hakkınız vardır.

* Bize kolay kolay teşekkür etmeyin. Nasıl olsa para veriyorsunuz ve köle satın alıyorsunuz.

* Doktor olurken “Hipokrat Yemini” ettik ya; bizleri kızdırsanız bile size sonsuza kadar köle gibi hizmet etmeye mecburuz. Hakaret edebilirsiniz, üstüne yürüyebilirsiniz, şikâyet edebilirsiniz, sağda solda aleyhinde konuşabilirsiniz, ama işiniz düştüğünde hiç utanmadan yine kendinizi ellerine teslim edebilirsiniz. Ne de olsa “Hipokrat Yemini” etmişlerdir.

* Doktorlara danışmadan kendi kendinize her türlü tedaviyi yapabilirsiniz. Hastalığınız daha da kötüye gittiğinde doktor sizi her durumda kurtarır, sorun değil.

* İlacın acı olduğundan veya iğnenin yaktığından dolayı doktora kızmakta serbestsiniz. Çünkü sizi doktor hasta etmiştir ve ilacın tadını doktor ayarlamıştır.

* Verilen ilaç “kanser yapar mı?” diye sorunuz. Çünkü Allah’ın cezası doktor, sizi kasıtlı olarak kanser etmeye çalışmaktadır. Hamileyseniz, verdiği ilacın çocukta bir sakatlık yapıp yapmayacağını doktora sorun, çünkü doktor sizin sakat bir çocuk doğurmanızı istemektedir.

* Doktorlar tüm dünya tıbbını bilirler, cildinizdeki kaşıntıyı beyin cerrahına rahatça danışabilirsiniz. Sadece karşılaşmış olmanız yeterlidir, uzmanlık alanı diye bir kavram tamamen palavradır.

* Doktorun evine telefon ederek, doktor evde yokken eşine hastalığınızla ilgili soru sorabilirsiniz. Mutlaka bilecektir, doktor eşidir ya, bilmesi gerekir.

Yukarıdaki 12 maddelik ifadeler Dr. Esat Orhan’dan alınmıştır.> (Görgü Kuralları, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul, Ocak 2007, s. 213)

MSN: pekelailesi32@hotmail.com

(Hedef Gazetesi, 24 Temmuz 2008 Perşembe – Tlf. 0536 676 45 75)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder