(Al-i İmran, 3/159)
Her insan çocukluk evrelerini yaşayarak geldi. Hayalen o günlere gidelim. Çocukluğumuzu hatırlayalım. İlgi çekmek için harcadığımız çabalar, yaptığımız yaramazlıklar, bugünün çocuklarının yaptıklarından az değildi. Belki de bunlardan çok daha fazlaydı. Biliyoruz ki çocuk, çocukluğunu yapacaktır.
Mübarek Ramazan-ı Şerifte teravih namazına gelen çocuklarımızı gördüğümde, elli-elli beş yıl öncesinde kalan çocukluk anılarım, bir bir aklıma geliyor. Bu çocuklarımız sayesinde, o günlerdeki tatlı anılarımı yeniden yaşıyorum. Yorgun ve yaşlı kalbim, şarja bağlanmış akü gibi güç kazanıyor, ruhum rahatlıyor.
Bırakın yaramazlık yapsınlar! Bırakın çocukluğun tadını çıkarsınlar! Sen de çocuktun. Daha afacandın, daha çok yaramazlık yapıyor, tokatı hak ediyordun ama, seviyorlardı, kıyamıyorlardı vurmaya. Öyleyse sen niye kızıyorsun çocuklara?
Sanki sen hiç çocuk olmadın
Teravih namazı kılmadın
O günleri çabuk unuttun
Namazdan kaç çocuk soğuttun?
Korkar camiye gelemezler
Namaz kılmayı bilemezler
Şefkatle alsaydın yanına
Dokundurmasaydın kanına
Şimdi seninle beraberdi
Namazını eda ederdi
Çocuklar, çocuktur her zaman
Neden geldi demeyin aman
Teravihi onlar da kılsın
Hem namazın zevkini alsın
Çocukken biz de yaramazdık
Gülmeye sebep aramazdık
Büyükler araya alırdı
Kaçardık, saflar boş kalırdı
Gülme krizleri tutardı
Hepsi patır patır kaçardı
Eğlence gibi gelen namaz
Bugün veriyor büyük bir haz
Azardan namazı terk eden
Bir daha hiç gelmiyor neden
Çocuktur dikeni olacak
Zamanla kendini bulacak
Koparıp atmayın dışarı
Varsın olsun biraz haşarı
Camiler onlarla şenlenir
Bir gün bülbül gibi dillenir
Okurlar Kur’an-ı Kerim’i
Huzurla doldurur kabrimi
(M. Pekel)
MSN: pekelailesi32@hotmail.com
(Hedef Gazetesi, 10 Eylül 2008 Çarşamba – Tlf. 0536 676 45 75)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder