DÜŞÜNÜN (!..)

Her bebeğin 8.000.- YTL borçlu doğduğu ülkemizde, israf haberlerine dayanamıyorum. Özellikle israf edilen ekmekse, aç kaldığım günleri, aç kalanları hatırlatıyor ve yüreğimi sızlatıyor. Ekmek, Türk milletinin en çok tükettiği temel gıda maddesidir. Milletimizin sofralardan eksik etmediği ekmek!

Köylümüzün alın terinin, birçok merhalelerden geçerek soframıza gelen ekmek!

Günde 6,1 milyon ekmeğin çöpe gittiği, bunun da 450-500 ton buğdayın israfı anlamına geldiği belirtiliyor (Haber). Sadece buğday olarak çöpe atılmıyor. Ekmek olarak soframıza gelene kadar verilen emekler, yapılan masraflar da çöpe atılmış oluyor.

Düşünün!

Çok zengin, şefkatli, merhametli, cömert biri, her istek ve arzunuzla ilgileniyor. Bir gıda paketi gönderiyor. İçinde bebekliğinizden itibaren sizi besleyip, büyümenizi sağlayacak çeşitli gıdalar var. Kimi bedeninize güç kuvvet veriyor. Kimi zekânızı geliştiriyor. Güzelliğinize güzellik katıyor. Dertlerinize deva oluyor. Hayatınızın devam etmesini sağlıyor. Bunlara benzer daha birçok değerli maddeler mevcut. Bünyenizin ihtiyaç duyacağı her şey biliniyor ve veriliyor. Her biri ayrı ayrı güzellikteki ambalajlarla, ihtimamla pakete yerleştiriliyor.

Böyle bir paketi tutup çöpe atmak nankörlük değil midir? Üstelik akıllı insanın yapacağı bir şey midir? Sizi, sizden çok düşünen birine karşı saygısızlık olmaz mı? Dedelerimizin ağaç kabuklarını yemek zorunda kaldıklarını hiç anlatan olmadı mı? Hayatımız boyunca gönderilen bu paketlerin kesilebileceği akla gelmiyor. Faydalı maddelerle dolu bu paketlerin yerini, zarar verebilecek maddeleri ihtiva edenlerin alabileceği hiç düşünülmüyor.

Düşünün!

Hiçbir fayda sağlamayan, sadece çerçeveletip duvara asılabilecek bir hediye, verenin anısını yaşatabilmek için özenle korunuyor. Hiç kimsenin zarar vermesine izin verilmiyor. Baktıkça veren kişi hatırlanıyor. Fakat türlü nimetlerle ihya eden, akla gelmiyor. Sofraların olmazsa olmazı ekmek çöpe atılıyor. İsraf, hem nimeti verene, hem nimete, hem de kendimize saygısızlık olmuyor mu?

Allah (c.c.) A’râf suresinin 31. ayetinde “Yiyin, için, fakat israf etmeyin” buyuruyor.

Düşünün!

Nimetleri mevsim vagonlarına yükleyen, iştahları kabartacak güzellikte ambalajlarla süslüyor. Her yıl hiç ihmal etmeden bizlere sunan Allah (c.c.)’a şükretmemenin nankörlük olduğunu, her aklı başında insan kabul eder. Onun için israf etmemek de, en büyük şükür olacaktır. Hem nimetlerin bize sağladığı faydalarını düşünmeliyiz. Onlardan alınan vitaminlerle, insan olarak ayaktayız. Öyleyse bu nimetlere karşı minnet borcumuz vardır. O da, nebat ya da hayvan mertebesinden, insan mertebesine yükselmelerine engel olmamaktır. Bir simide ya da bir dilim ekmeğe muhtaç insanlar vardır. Hatta, bir tarafından koparılmış ya da doydum diye bırakılmış, çöpe atmak gafletinde bulunulan, bir lokma ekmeği bulamayanlar vardır.

Düşünün!

Değerli bir pırlanta; değerli olmasından, başkalarının ilgisini çekmesinden başka, güzelliğimize ne katabilir? Buna rağmen, onu kaybetmemek için canımız pahasına mücadele veriyoruz. Halbuki, asıl gerçek güzelliği, doğallığıyla hayranlığımızı celbeden güzelliği kazandıran, bize gönderilen, ardı arkası kesilmeyen hediye paketlerinin içindeki maddelerdir. Pırlantadan daha faydalıdır. Her zerresi dahi telef edilemeyecek değerdedir.

Allah (c.c.) kimseyi açlıkla terbiye etmesin diyor, daha önceki yazımdaki niyazımı ve şiirimi tekrarlıyorum.

Ne olur, çöpe attığınız ekmeklerin bir parçasına dahi muhtaç olanları, bulamayanları düşünelim. Ne olur, kâinatın yaratıcısı ve bize hayat verip, mahlukatının sultanı olarak bu dünyaya gönderen Allah’ın (c.c.) hatırını sayalım. O’nun lûtfuna mazhar olduğumuzu düşünelim, hediyesine değer verelim. Ne olur, hayatımızın idamesine sebep olan ekmeği, çöpe atmayalım. İnsan gözüyle onun da dünyayı görmesini engellemeyelim. Kadirşinaslığımızı gösterelim. Nankörlük etmeyelim.

EKMEK

Kara toprağa dane dane buğday ekmek

Öle öle soframıza olur has ekmek

Onsuz yiyemez insan türlü türlü yemek

Yakışır mı ona çöplükte çile çekmek?

***

Halık’ımın hediyesidir diye yemek

Bereketlenir soframızdaki her yemek

Besmele ile başlayıp, lezzetle yemek

Yakışır sonunda Elhamdülillah demek.

***

İnsanın hayatı onunla devam eder

O da insan mertebesine terfi eder

Yiyin ve için, nimeti etmeyin heder

Allah’ın emrine uy, çekme sakın keder. (M. Pekel, 03.05.2008)

MSN: pekelailesi32@hotmail.com (Objektif Gazetesi, 12 Temmuz 2008 Cumartesi – Tlf. 0536 676 45 75)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder