Kültür ve Turizm Bakanlığı 2008 yılı Kurumsal Malî Durum ve Beklentiler Raporunda, Avrupa’da 7500 kişiye bir halk kütüphanesi düşerken 72 milyon nüfuslu ülkemizde 63000 kişiye bir halk kütüphanesi düştüğü belirtilmektedir.
Buna göre ülkemizde bulunan kütüphane sayısı Avrupa ülkelerine göre oldukça azdır. Fakat kütüphanelerimizin azlığından ziyade, asıl üzücü olan buralardan istifade eden halkımızın yok denecek kadar az olmasıdır. Çünkü bir yetkili tarafından, kütüphaneye genellikle ÖSS sınavına hazırlanmak için gidildiği belirtiliyor.
Yine Türkiye’de halkımızın, günde 5 saat televizyon seyrettiği halde, yılda ancak 6 saatlik zamanını kitap okumaya tahsis edebildiğini öğreniyoruz.
Zaman, geri gelmemek üzere akıp gidiyor. Yani her geçen boş zaman, insanın en büyük kaybıdır. Çünkü önümüzde ne kadar zamanımızın olduğu meçhuldür. Geçen zamanı değerlendiremeyen insanın, gelecekteki yaşantısı da, gözenekleri doldurulamayan bal petekleri gibi boş kalmaktadır.
Zümer suresinin 9. ayetinde, “Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? Ancak temiz akıl sahipleridir ki, hakkıyla düşünür” buyurulmaktadır.
Hayvanlar bulundukları anı yaşarlar ve dünyadaki görevleri onlara ilham edilmiştir. Ördeğin, yüzme eğitimi alması gerekmediği gibi, arının kilometrelerce dolaştıktan sonra yuvasının yolunu bulması için de eğitime ihtiyacı yoktur. İnsanlarda olduğu gibi ne geçmişten elemleri ne de gelecekten endişeleri yoktur.
İnsan, hayvanlardan farklı olarak talimle, tekamül etmek durumundadır. Doğumundan ölümüne kadar sürekli öğrenmek ihtiyacında olan bir varlıktır. Yaratılışı gereği çeşitli duygularla donatılmış, geçmişten elemler, gelecekten endişeler alır ve hayata tutunabilmek için öğrenmek, kendini geliştirmek zorundadır.
Enes (r.a)’ten rivayetle Peygamber Efendimiz (s.a.v.), “Çin’de de olsa ilmi arayınız. Çünkü ilim öğrenmek her Müslüman’a farzdır. Melekler, yaptıkları işten hoşlandıkları ilim talebeleri için kanatlarını yere sererler” buyurmaktadır. (İbni Abdi’l Berr’den, Hadis No: 1111, Cami-ü’s-Sağir, s. 310, No. 640)
Bu kadar değerli olan zamandan, bu kadar öneme haiz okumaya ne kadarını ayırabiliyoruz? Çin’e gitmeden önce, ülkemizdeki kitapların ne kadarını okuyabiliyoruz ya da okumak için ne kadar zaman ayırabiliyoruz?
Enes(r.a)’ten rivayetle Peygamber Efendimiz (s.a.v.), “Çocuklarınıza değer verin ve onları güzelce terbiye edin” buyurmaktadır. (Cami-ü’s-Sağir, s. 383, No. 640, Hadis No: 1419)
Her anne ve babalar kendileri için olduğu kadar, çocukları için de okuyarak kendilerini geliştirip, yenilemek zorundadırlar.
Öyleyse zaman, kahvehanelerde, bilgisayar ve televizyon başında boşuna heba edilecek kadar, bol keseden harcayabileceğimiz bir servet değildir.
“Kıraathanelerin Kitapları Dağıtıldı” başlığı ile verilen, 07 Ağustos 2008 tarihli Hedef Gazetesindeki haber dikkatimi çekti. Isparta Belediyesinin yeni bir projesinden bahsediyordu. Bu haberde, yukarıda açıklamaya çalıştığım, zamanı değerlendirmeye yönelik özlemlerimin bir nebze karşılığını buldum.
“Isparta Belediyesi’nin öncülüğünde, kitap okuma alışkanlığının kazandırılması amacıyla Kahvehaneleri Kıraathanelere Dönüştürelim Projesi kapsamında dün 125 kahvehaneye toplam 5 bin 375 kitap dağıtımı yapıldı” altbaşlığı ile haber devam ediyor.
Memleketimize kazandırılan her değer, sevinçle karşılanır ve takdir edilir. Ancak, bu değerleri kazandıracak insanları yetiştirme amacına yönelik projeler, çok daha takdire şayandır.
Her kahvehanede zaman öldürmek için gelenlerden bir kişi dahi, okumakla zamanı ölümden kurtarsa, bu da büyük bir kârdır. Zira toplumumuz, 125 kahvehanede 125 okuyan insan kazanmış olacaktır. Bu sadece Isparta’mızın değil, yılda 6 saat okuyan bir topluma sahip olan ülkemizin küçümsenemeyecek bir kazancıdır. Halkımızın kendisine sunulan bu hizmetten azami derecede istifade edeceğini umarım.
Isparta Belediyesinin öncülüğünde “Kahvehanelerin kıraathanelere dönüştürülmesi” projesini içtenlikle kutluyorum.
Belediye Başkanı Sayın Hasan Balaman’ın, başkanlığının ilk günlerindeki ziyaretimizde, bizlerden oy değil, dua istemesinden oldukça etkilenmiştim. İşte o günden buyana Isparta’mız, dolayısıyla ülkemiz yararına yapacağı her hizmetinde başarılar diliyor, her an dua ediyorum.
Okumayı seven bir vatandaş olarak, söz konusu projesinin hayırlara vesile olacağını umuyor, takdirle karşılıyorum. Belediye Başkanı Sayın Hasan Balaman Bey’e ve tüm emeği geçenlere teşekkür eder, başarılarının devamını dilerim.
MSN: pekelailesi32@hotmail.com
(Hedef Gazetesi, 11 Ağustos 2008 Pazartesi – Tlf. 0536 676 45 75)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder